Bu çerçevede de başarılı bir e-ticaret için artık fiziksel mağazanın online bir versiyonuna sahip olmak tek başına yeterli değil. Bunun en önemli sebebi ise tüketicilerin sadece basit bir satın alma yapıp siteden ayrılmak istediği zamanların geride kalması. Artık tüketiciler e-ticaret sitenizden yaptıkları alışverişin başlı başına bir deneyim olmasını istiyor: İnteraktif, sürükleyici ve keyifli bir deneyim talep ediyorlar.
İşte bu nedenle önümüzdeki yıllarda da e-ticaretin işleyişi tüketici istek ve talepleri doğrultusunda değişecek gibi görünüyor. Sizin için hazırladığımız bu üç madde de bu değişimde kendine yer bulacak trendlerin ipuçlarını veriyor.
1. İnteraktif Ürün Görselleştirme
Artık çoğu kişi, online alışveriş söz konusu olduğunda aydınlatıcı ve bilgi verici ürün görselleştirmesinin her şeyden önemli olduğu konusunda hemfikir. Bu sayede müşteri, görsel üzerinde her ayrıntıyı detaylı olarak inceleyebilir ve çoğu zaman çok fazla ek bilgiye ihtiyaç duymaksızın ve sonrasında pişman olmaksızın satın alma kararı verebilir. E-ticaret dünyasında, müşteri ürüne dokunamayacağı için, kafalarındaki tereddüdü en aza indirecek kalitede ve detayda görseli müşteriye sunmak, belirsizlikleri yok etmek ve satın alma işlem öncesi kararsızlıkları en aza indirmek için oldukça kritik.
Bilhassa yakınlaştırma özelliği ile müşterilerin ürüne dokunmadan da ürünün dokusunu ve hissiyatını ekrandan anlayabilir olması da satın alma deneyimini artırıyor.
Bu yüzden e-ticaret sitenize ekleyeceğiniz görsellerin yakınlaştırmaya uygun kalitede yüksek çözünürlük sunmasına dikkat edin. Ancak bunu yaparken, çözünürlüğün ürün görsellerinin yüklenme süresini çok da uzatmayacağından emin olun.
Öte yandan, online alışveriş deneyimini artırmak içi demo videolar ve 3D görüntüler gibi seçenekleri de değerlendirmekte fayda var. Üstelik yapılan araştırmalar da ürün videolarını izleyen müşterilerin satın alma kararlarında bu içeriklerin kendilerini çok daha güvende hissettirdiğini dile getiriyor. Ve bunu dile getirenlerin oranı da %52.
2. Yapay Zeka Çözümleri
Bugün artık e-ticaretin geleceğinin yapay zekaya dayandığından şüphe yok. Kişiselleştirilmiş 3 boyutlu simgelerden sanal danışmanlara ve satışları artırmak için kullanılan yapay zeka verilerine kadar bugüne kadar hiç görülmemiş bir yapay zeka devriminin başındayız diyebiliriz.
Örneğin, yapay zeka yardımıyla yakın zamanda Amazon’un Echo Look pilot moda asistanı uygulaması sınırlı bir kitleye tanıtılmıştı. Uygulama, kullanıcının kıyafetini bir dizi algoritma aracılığıyla tanımlayarak analiz ediyor ve modaya dair fikirlerini aktarıyordu.
Bunun dışında kullanıcılarının seyahat ve etkinlik verilerinden aldığı bilgilerle özel stil seçenekleri sunan uygulamalar da hayata geçirilmişti.
Sanal moda asistanları konusunda henüz yolun başında olduğumuz söylenebilir ancak daha yakın zamana kadar bir kurgudan öteye gidemeyen bu uygulamaların hayatımıza girmeye başlaması da bir gerçek. Dolayısıyla, satış ve pazarlama faaliyetleri daha fazla veri odaklı hale geldikçe, ölçümlenebilir teknolojilere ve ölçüm sistemlerine olan talebin de artacağı ortada.
E-ticaret açısından da yakın zamanda dönüşüm oranları, web sitesi trafiği, etkileşim oranları gibi ölçüm metotlarından daha ileri düzeyde bir izleme metoduna ihtiyaç duyulacağı kesin. Bu noktada yapay zekanın devreye girmesiyle, e-ticaret sahipleri kendi ürün görselleştirmesini geliştirebilecek, web sitelerindeki ürün görselleriyle etkileşime girme biçimlerini takip edebilecek, müşterilerine sanal asistanlık sunabilecek ve çok daha fazla kişisel ve interaktif bir deneyim sunabilir hale gelecek. Tüketicilerin bu yönde beklentilerinin attığını da düşünürsek, tüm bu uygulamaların çok uzakta olmadığını söyleyebiliriz.
3. Fiziksel Mağazalarda Dönüşüm
E-ticaretin geleceği söz konusu olduğunda, fiziksel mağazaların geçmişte kaldığını düşünebiliriz. Ancak online alışverişin bundan böyle fiziksel mağaza deneyimini de dönüştürmesi kaçınılmaz. Bunu da piyasanın lider e-ticaret sitelerinin uygulamalı alışveriş deneyimlerine yönelik yaptığı yatırımlardan görebiliriz. Tıpkı Amazon’un bir süre önce New York'ta bir mağaza açması gibi. Ancak seçilen ürünler web sitesindeki en çok satanlar ve doğrudan müşterilerin ne satın aldıklarını yansıtıyor. Bu da sanal olanı fiziksel mağazaya kopyalamak yerine Amazon’un geleneksel olanı da dönüştürmeye çalıştığını gösteriyor.
Alibaba da benzer yoldan ilerliyor. Hong Kong’da açılan mağazada, alışveriş yapanlar eşyaları incelerken, ürün bilgilerini özel bir ekranda gösteren bir “akıllı ayna” yardımıyla kıyafet seçimlerini görüntüleyebiliyor.
Dijital alışveriş deneyimini fiziksel mağazalara sokmanın bir başka yolu da dijital tabelalar. Farklı hikaye anlatım biçimleri sunma kapasitesine sahip bu tabelalar sayesinde, fiziksel mağazadaki müşteriler için daha fazla etkileşim ve katılım sağlamak mümkün. Üstelik önümüzdeki süreçte, mağazada bulunmayan ürünlerin dijital tabelalar aracılığıyla sipariş verilebileceğini ve eve teslimat seçeneklerini de kapsayabileceğini düşünmek mümkün. Böylece online ve fiziksel mağaza birlikteli hiç olmadığı kadar mümkün hale gelecek.